BAŞ AĞRILARI – NÖROLOJİ

Baş ağrısı toplumda çok sık görülmesi ve bunun sonucunda toplumun çok geniş bir kısmını etkilemesi bazen iş gücü kaybına neden olması bazen de hayati tehlike yapabilecek hastalıkların belirtisi olması dolayısı ile üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.

1- Primer Baş Ağrıları

a) Migren
b) Gerilim tipi baş ağrısı
c) Küme baş ağrısı

2- Sekonder Baş Ağrıları

(Metabolik, Toksik, Enfeksiyoz travma gibi nedenlerle ağrıya duyarlı kafa yapılarının etkilenmesi sonucu olan ağrılar.)

Migren: Tek taraflı, Pulsatil, şiddetli, hareketle artış gösteren, bulantı-kusma, ışığa gürültüye duyarlılık özelliklerini taşıyan 4-72 saat süren baş ağrısı ataklarından en az 5 defa geçirmiş olmak tanı belirtileridir.
Gerilim Tipi Baş Ağrıları: 30dk.-7 sürebilecek basınç veya sıkıştırıcı özellikte 2 taraflı yerleşimli, fiziksel aktivite ile artmayan, bulantı hissi, ses ve ışığa duyarlılık olmayan baş ağrısı olarak tanımlanmıştır.
Küme Baş Ağrısı: şiddetli tek taraflı göz etrafında gözde kanlanma ve yaşarmanın eşlik ettiği periyodik seyreden baş ağrılarıdır. Bazen yüzde kızarıklık, terleme göz kapağında düşüklük eşlik edebilir.

2-Sekonder Baş Ağrıları:

a) Kafa travması, subaraknoid kanama, sistemik arteritler, sistemik lupus, arteriel hipertansiyon, kafa içi basınç artışına bağlı hidrosefli intrakronial hemoroji, subdural hematom, intrakranial hipertansiyon, pseudo tümör serebri Toksik, Nitrat, Nitritler, Alkol, Aspartam mono sodyum glutamat Enfeksiyonlarla ilgili Menejit, Ansefasit, viral enfeksiyonlar, bakteriyal enfeksiyonlar, guatr, facial ve kafa dışı yapılarla ilgili enfeksiyonlar, Metabolik bozukluklar Hipoksi, hiperkapni hipoglisemi, hemodiyaliz, Rinosinüzit, burun ve paranasal sinüslerin enfeksiyonları temporomanatibular eklem bozukluğu gibi nedenlerle olur.

b) Subaraknoid kanamada baş ağrısı ani başlayan sn.ve dk.lar içinde şiddetlenen gök gürültüsü şeklinde tanımlanan bulantı kusma ense sertliği ve bilinç bulanıklığının eşlik ettiği sıklıkla nedeni (anevrizma ve hipertansiyon) olduğu ağrılardır. Kafa içi lezyonlara bağlı ağrılar sıklıkla gerilim baş ağrısı tipinde bulantı, kusma, eforla artış gösterir niteliktedir. Papil ödemi görülmektedir.
Baş ağrısında hastadan alınan anemnizin sistemik ve nörolojik muayenenin büyük önemi vardır. Hekim gerekli gördüğü takdirde klinik laboratuvar testler (Hematolojik, Biyokimyasal, Hormonoal Serolojik) Elektroansefolografi (EEG), Beyin görüntüleme çalışmaları (BBT-MRI) gibi tanısal testlerden yararlanabilir.

BAŞ AĞRISINDA GÖRÜNTÜLEME VE DİĞER TANISAL YÖNTEMLER

Baş ağrısının çok yaygın olmasının yanında diğer bir özelliğide birçok potansiyel sebebinin bulunmasıdır. Genel olarak bakıldığında baş ağrısına yol açabilen 300 den fazla klinik durum ve hastalık bulunmaktadır. Baş ağrılarının çoğunu primer baş ağrısından altta organik bir sebebin bulunmadığı muhtemelen merkezi sinir sistemindeki intrensek fizyolojik bozukluklardan kaynaklanan ağrılar oluşturur. Sekonder baş ağrıları ise tümör, anevrizma, Serebrevasküler olaylar gibi altta organik bir nedenin bulunduğu baş ağrılarıdır. Bu tür baş ağrılarının sıklığı günlük pratikte oldukça azdır. Acil servis veya herhangi bir polikliniğe ilk kez ortaya çıkan şiddetli, ilerleyici baş ağrısı yakınmasıyla müracaat eden hastalarda öncelikle sekonder baş ağrıları düşünülmelidir. Acil servise baş ağrısı ile müracaat eden hastaların 1/3 ünde subaraknoid hemoraji (Beyin zarlarının arasındaki kanama) bulunmaktadır.

Baş ağrısında kullanılan başlıca tanısal testler şunlardır:

1- Klinik laboratuvar testler (Hematolojik, biyokimyasal, hormonal, immünolojik ve serolojik)
2- Lumber ponksiyon,
3- Elektroenseflografi (EEG)
4- Beyin görüntüleme aşamaları(BBT-MRI)
5- Klinik laboratuvar testler.

Primer baş ağrılarında tanı koydurucu bir klinik laboratuvar test bulunmaktadır. Bu hastalıkta tanı klinik veriler ile konur fakat sekonder baş ağrısı şüphesinde bazı klinik laboratuvar testlere ihtiyaç duyulabilmektedir.
Baş ağrısında beyin görüntülemesi (BBT-MRI) yaptırmanın en önemli amacı baş ağrısına neden olan ve hastanın yaşam kalitesini etkileyen önemli ve tedavi edilebilir. Bir lezyonun ortaya konmasıdır. Nörolojik muayenede anormalinin bulunması beyin görüntülenmesinde intrakranial bir patoloji işlem ihtimalini artırır risktedir.
Baş ağrısının neden olan intrakronal lezyonların bir konunun tanısında MRI daha üstün olmasına rağmen bazı durumlarda bir test diğerine tercih edilebilir.
MRI akut subaraknoid hemorajinin ortaya konmasında ilk 24 saat içerisinde BBT kadar güvenli değildir.
Sonuç olarak; Kronik tekrarlayan baş ağrısı olan, ağrı özellikleri uluslararası baş ağrısı cemiyetinin kriterlerine göre primer baş ağrısına uyan a tipik özelliği olmayan ve nörolojik muayenesi normal bulunan hastalarda intrakranial tedavi edilebilir önemli bir anormallik bulunma ihtimali oldukça düşük olduğundan rutin olarak görüntüleme yaptırmak doğru bir klinik yaklaşım değildir.
Baş ağrısı hastalarda genellemelerden kaçınılarak her hasta kendi içinde değerlendirilmeli ve azda olsa şüphe taşıyan olgulardan görüntüleme mutlaka yaptırılmalıdır.

SONUÇLAR
1- Baş ağrısı sıklıkla karşılaştığımız önemli bir sağlık problemidir.
2- Hasta 1. basamakta ciddiye alınıp doğru değerlendirilmeli tedavi edilmeli, gerekirse ilgili uzmana yönlendirilmelidir.
3- Hayati tehlike yapabilecek hastalıklarının belirtisi olan baş ağrılarında hızlı hareket edilme, tanı mümkün olan en kısa sürede konarak, tedavi edilmelidir.
4- Baş ağrısının doğru bir şekilde sınıflandırılması gerekir. Çünkü tedaviler farklılıklar göstermektedir.
5- Tedaviye yanıt alınmayan durumlarda tanı ve kullanılan tedavi yöntemi gözden geçirilmelidir.

Dr. Erdeniz KILCI
Nöroloji Uzmanı

Leave A Comment