[vc_row][vc_column][vc_column_text]
NASIL GÖRÜYORUZ?
Baktığımız cisimlerden yansıyan ışınlar öncellikle gözün önündeki saydam tabaka (Kornea) ve içindeki mercek (Lens) tarafından kırılarak gözün en arkasında yer alan ve sinir liflerinden oluşan “Retina” tabakası üzerinde odaklanır. Retinada oluşan cismin görüntüsü optik sinir vasıtasıyla beyindeki görme merkezine taşınır ve görme oluşur.
Göz Küresi: Göz; ortalama 2,5 cm çapında küre seklindedir. En dışta , beyaz sklera tabakasının tam ortasında saat camı şeklinde kornea (1) tabakası bulunur. Orta tabakayı teşkil eden uvea 3 bölümden oluşmuştur: – önde gözün rengini veren iris (4), – ortada corpus ciliare, – geride ise gözün büyük bölümünün beslenmesini sağlayan koroidea. En iç tabaka ise görme olayının başlangıcını meydana getiren retinadır. Sklera’yı konjonktiva adındaki 2 katlı saydam, sümüksü bir zar sarar. Kornea ile iris arasında 2.5 mm. derinliğinde içi aköz hümör adındaki saydam sıvı ile dolu ön kamara ( 2), iris ile lens (3) adını verdiğimiz göz içi merceği arasında yine aköz hümör ile dolu arka kamara adındaki odacıklar mevcuttur. Lensin arkasındaki saydam vitreus gözün 3/4′ ünü doldurur, küreye şeklini verdirir. En arkada, retinadaki görmeyi beyine iletecek olan optik sinir başı bulunur.
Göz Kapakları: Gözü dış ortamdan koruyan kısımdır. Kapakların yapısındaki kaslar kırpma refleksi ile kapağın periyodik hareketini sağlar. Gözyaşı bezinden salgılanan gözyaşının, kapakların hareketi ile silecek görevi yaparak gözün ön kısmındaki tabakaların kurumasını önler ve temizlenmesini sağlar.
Kornea: Gözün en öndeki bombeli damarsız tabakadır, kontakt lensin yerleştiği kısımdır. Yaklaşık yarım milimetre kalınlığında 12 mm çapındadır. Göze giren ışık ışınlarının retinada (sinir tabakasında) net bir görüntü oluşacak şekilde kırılmasını en fazla kornea sağlar. Korneanın ışık ışınlarını az kırması hipermetrop, çok kırması miyop, her yönde eşit kırmaması astigmat denilen kırma kusuruna neden olur.
İris: Göze rengini veren damarsal tabakadır. Yapısındaki kaslarla kasılıp gevşemesi ortasında boşluk olan göz bebeğinin büyüyüp küçülmesini sağlar. Aydınlıkta küçülmesi karanlıkta büyümesi ile göze giren ışık ışınlarını dengeler.
Lens (mercek): İrisin arkasında 5 mm kalınlığında 9 mm çapında şeffaf damarsız yapıdır. Görevi korneadan sonra göze giren ışık ışınlarını kıran ikinci tabakadır. Korneadan farkı uzak ve yakın her mesafedeki cismi net görebilmemiz için lensin esnekliği ile kırıcılığını yani uyum (zoom) özelliğinin olmasıdır.
Vitreus: Lensin gerisindeki bütün göz boşluğunu dolduran jel gibi bir maddedir.
Retina: Gözün iç duvarını kaplayan sinir tabakasıdır. Göze giren ışık ışınlarının bu tabakada odaklaşmasıyla oluşan görüntüyü elektriksel sinyallere çevirip göz sinirine iletir. Optik sinir (göz siniri), retina tabakasından çıkan sinir liflerinin gözün bir noktasında birleşerek gözden çıkıp beyne kadar devam etmektedir.
[/vc_column_text][vc_single_image image=”6550″ img_size=”full” alignment=”center”][vc_column_text]
GÖRME BOZUKLUKLARI VE TEDAVİSİ
Normal Göz
Kornea ve mercekte kırılan ışınlar tam olarak retina üzerinde görme merkezine düşüyorsa hiçbir kırma kusuru yoktur ve net bir görüş elde edilir.
Miyopi (Uzağı görememe)
Işınlar retina üzerinde odaklanması gerekirken retinanın önünde odaklanmaktadır. Kornea ve mercekte kırılan ışınların izafi olarak retina üzerinde görme merkezine ulaşmadan daha önde odaklanmasıyla , göz uzaktaki cisimleri net göremez. Bu duruma Miyopi denir.
Hipermetropi (Yakını görememe)
Işınlar retina üzerinde odaklanabilecek kadar kırılamazlar. Kornea ve mercekte kırılan ışınların izafi olarak retina üzerinde görme merkezine değil daha ilerde odaklanmasıyla göz yakını net göremez. Bu durum Hipermetropi olarak tanımlanır.
Astigmatizma
Işınlar retinada bir noktadan daha fazla yerde odaklaşırlar. Net bir görüş için korneanın pürüzsüz ve her eksende aynı kaviste olması gerekir. Korneanın belli bir eksende daha fazla ya da daha az kavisli olması astigmat kusurunu ortaya çıkarır. Görüntü uzakta da , yakında da net değildir ve kişi cisimleri gölgeli görür.
YANLIŞ BİLİNENLER
- Loş ışıkta okuma gözleri yorar, ama tahrip etmez!
- Parlak ışık gözleri rahatsız eder, ama tahrip etmez. Mutlaka güneş gözlüğü gerekli değildir!
- Gözlerin fazla kullanılmaları onları yorar, ama tahrip etmez!
- Kuvvetli, zayıf veya yanlış gözlükler gözleri yorar, ama tahrip etmez!
- Kontakt lensler ve gözlükler, göz bozukluğunu takıldıkları müddetçe tashih ederler, ama hiçbir zaman kırılma kusurlarını tümüyle yok etmezler ! – Normal insanlarda gözyaşı gözleri yeterince temizler, mutlaka ıslatıcı göz damlası gerekmez!
- Baş ağrıları genellikle göz yorgunluğundan kaynaklanmaz, hele migren hiç ! (Oftalmik Migren gibi bazı baş ağrıları, ışık vs. nedeni ile tetiklenebilirler, ama göz yorulmasından tetiklenme olmaz!)
- Sağlam gözler 35 yaşına kadar senelik muayene gerektirmez ! (tabi önce sağlam olup olmadıklarının bakılması gerekir !! )
- Açık açılı glokomlu göz dıştan tamamen normal görünür ! (Açık açılı glokomlu göz ancak göz tansiyonu ölçümü ve diğer muayene yöntemleri ile anlaşılabilir…)
- Bebeklerin gözlerinin devamlı sulanması konjenital glokom (doğuştan göz tansiyonu) veya gözyaşı yolunun tıkalı olmasındandır.
- Göze kaçan kimyasal maddeler hiç bekletilmeden su ile yıkanarak uzaklaştırılmalıdır.
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/3″][heading text=”Göz Doktorumuz” tag=”h3″ color=”#e8a220″][team photo=”483″ name=”Bülent ÖZKAN” job=”Opr. Dr. “]
- Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi – 1994
- Ankara Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi – 2003
[/team][/vc_column][vc_column width=”2/3″][heading text=”Hızlı Randevu” tag=”h3″ color=”#e8a220″][vc_column_text]
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]